Özellikle mesleğe ilk başladığım dönemde, elime geçen her sunuyu, her makaleyi, her haberi okurdum. Bir bahaneyle paylaşılan ya da internette bulduğum her şeyi arşivledim. C sınıfı uzman olarak çalışmayı düşünmediğim ama iş güvenliği uzmanlığı yapmak istediğim için önce bir sınav hazırlık sitesi yaptım ama ben siteyi açana kadar eğitim kurumları bir bir kapanmaya, uzmanlığı meslek olarak tercih edenlerin sayısı hızla azalmaya başladı. Ben de elimdeki arşivi değerlendirmek ve kendimi geliştirmek için arşivimden sunumlar derlemeye başladım.

Sunumları derlerken, daha önce başka uzmanlar ve özellikle iş müfettişlerinin hazırladığı kaynaklardan fazlasıyla yararlandım. Sunumların, makalelerin ve akademik çalışmaların güncel olmayan paragraflarını, yenilenen mevzuata göre düzelttim. Ama konumuzun özü bu çalışmaların nasıl hazırlandığı değil, hem mesleki hem de ahlaki bir ayıp, bir onursuzluğun farkına varmamdır.

Elbette ben de emsal sektörlere risk analizleri, acil durum planları, diğer form ve dokümanları hazırlarken copy - paste çalışmalar yaptım. Ama bir araştırma yazısının, hatta akademik bir çalışmanın altına kendi adımı yazmadım.

İster 150 slayt isterse 5 paragraf olsun, birileri, başka birisi tarafından kaleme alınan, büyük ya da küçük olsun verilen emeğe büyük bir saygısızlık, neredeyse virgülüne dokunmadan, yanlışı bile düzeltmeden, aynı imlâ hatalarıyla, kaynak göstermeden, alıntı değil hırsızlık yaparak altına kendi adlarını yazmak suretiyle paylaşımlar yapmıştı.

Doğal olarak kaynağı ilk kimin yazdığını bilmem mümkün değil, ama aynı sunumu, 7-8 farklı isim altında yayınlandığını gördüm.

Bu ve diğer sitelerimde yer alan tüm sunum ve makaleler, gerçekten tarafımdan kaleme alınmadığı sürece “derleyen” ya da “sunuma hazırlayan” şeklinde, bunun haricinde kaynağın sahibinden emin olduğum ve ulaşabildiğim ölçüde izin alarak, izin alamadığım kaynakları ise sunum ve makalelerin sonunda belirterek paylaşılacaktır.